Yediğiniz Yemekten Aldığınız Tat, Çevrenizdeki Sese Göre Değişiyor: Peki ama Nasıl?

Bir restoranda yemek yediğinizde etrafınızdaki sesleri düşünün. Bazen hafif bir müzik olur, bazen sadece rabarba, bazen sessizlik…

Arkadaki tüm bu sesler, tükettiğimiz yiyecek ve içeceklerin tadını etkiliyor desek, ne dersiniz? Üstelik bilimsel araştırmalar da bunu her geçen gün bir kez daha kanıtlıyor.

Lezzet dediğimizde aklımıza sesten ziyade tat geliyor.

Oxford Üniversitesinde ses ve tat arasındaki ilişkiyi araştıran Deneysel Psikoloji Profesörü Charles Spence şunları söylüyor: “İnsanlar lezzeti düşündüklerinde akıllarına tat ve koku gelir ancak sesi çoğu zaman düşünmezler.”

2010 senesinde Food Quality and Preference dergisinde yayımlanan araştırmada, katılımcılardan yüksek, düşük, sıfır ses ve “beyaz gürültü” dediğimiz ses seviyelerinde cips ile kurabiye yemeleri istendi.

Yemeği daha sessiz ya da tamamen sessiz yedikleri zamana kıyasla yüksek arka plan gürültüsü varken tat ile tuzu daha az yoğun algılıyorlardı. Üstelik lezzeti yalnızca ses şiddeti değil, sesin türü de etkileyebiliyordu. 

Daha önce şarap için benzer bir çalışma da yapılmıştı.

Araştırmada katılımcılar, arka planda 4 farklı müzik tarzından birinin hafifçe çaldığı bir odada otururken kırmızı ve beyaz şaraplar içti. Daha sonra şarabı tarif etmeleri istendi. Şaraba verilen derecelendirme, arka planda çalan müziğe göre değişiklik gösteriyordu.

Üstelik katılımcılara müzikle ilgili hiçbir şey söylenmemişti. Araştırmacılar, bu deneyden elde edilen en önemli sonucun; sesin ve müziğin hayatımızdaki azımsanamayacak rolü olduğunu söylüyor. “Müzik artık hayatın bir parçası.” diyorlar.

İyi de neden?

Spence’e göre, bazı tatların gürültüyle bastırılırken bazılarının artmasının sebebini hâlâ tam olarak bilmiyoruz. Bunun için yemek yerken ya da bir şeyler içerken deneyimlediğimiz tatları ortaya çıkaran karmaşık beyin süreçlerinin çok daha fazla incelenmesi gerekiyor.

Sebebi her ne olursa olsun, yiyecekleri ve içecekleri değerlendirirken dilimizin ve burnumuzun ötesinde kulağımızın da belirleyici bir faktör olduğunu görmüş olduk. Duyduklarımızın, hepimizin fark ettiğinden çok daha büyük etkileri var.